Sürgün topluluğunun varlığı üzücü olsa da, aynı zamanda cesaret ve ilham verici… Değişen dünyada, onların sorunlarını daha geniş kitlelere sunmak, hem bir mecburiyet, hem de siyasi bir faaliyet…
“Sürgün, muhteşem bir geri dönüşün rüyasıdır. Sürgün, bir devrim vizyonudur. […] Sonsuz bir paradokstur: gözün sürekli arkadayken ileriye bakmaktır. Sürgün, havaya fırlatılan bir toptur,” der Salman Rüşdî kendisini sürgüne savuran kitabı Şeytan Ayetleri’nde... Her gün sayısız insan, siyasi, ekonomik ya da sosyal sebeplerle kökünden sökülüp yerini yurdunu terk ediyor. Sürgün, aynı zamanda bir beyin göçüdür; geride bırakılan toprakları paha biçilmez bir bilgi ve tecrübeden mahrum bırakır.
Bu topluluğun bir üyesi, Türk gazeteci Can Dündar, bu sonsuz paradoksta yaşayan, en çetin şartlar altında hayatlarını yeniden kurmaya çalışan, kayıplar verirken yeni fırsatlarla karşılaşan insanlarla buluşuyor.
Bu platform, hem farklı sesleri bir araya getiriyor, hem de ev sahibi ülkelerin ‘lanetli’ saydığı mülteci sorununa daha insancıl bakması için bir fırsat yaratıyor.
Burada Can'ın buluştuğu sürgünlerin hikâyelerini okuyacaksınız: Portreler, konuşmalar, gözlemler, haykırışlar, kişisel anılar ve zamanımızın sürgün camiasının yarattığı sanat eserleri.
Gazeteci Can Dündar, Temmuz 2016’dan beri sürgünde yaşıyor.
Gazetesi Cumhuriyet, 2015 yılında, Türkiye’nin Suriyeli cihatçılara silah yolladığının delillerini yayınladıktan sonra tutuklanmıştı.
Birçok uluslararası basın ve özgürlük ödülünün sahibi olan Dündar, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Enformasyon ve Demokrasi Komisyonu'nun önde gelen isimlerinden biri ve sürgünde kurduğu radyo istasyonu Özgürüz'ün yayın yönetmeni.
Can Dündar’ın yazılarının doğrudan mail adresinize ulaşmasını istiyorsanız SÜRGÜN’e abone olun. Ve mümkünse lütfen SÜRGÜN’e üye olun (S'ouvre dans une nouvelle fenêtre) ki bu proje, herkese açık olarak devam edebilsin.
Teşekkür ederiz.